Ölüleri dokunarak bir dakikalığına yeniden hayata döndürebilen Ned'in öyküsünü anlatan “Pushing Daisies” Amerika'da yılın en büyük ilgi gören yeni dizilerinden biri olup, Altın Küre'ye aday gösterildi. Ned'in hayatı hiç normal değil. Dokunmak onun için bambaşka bir anlama geliyor. Çünkü Ned'in tenine temas etmek, ölüleri diriltebiliyor. Evet, ölü herhangi bir şeyi, dokunarak hayata döndürebiliyor Ned. Bir insanı, bir köpeği, hatta bir çileği... Bu tuhaf özelliğini küçük yaşta keşfedip, gizlice yaptığı birtakım denemelerle sınırlarını öğreniyor.
Çocukken öncelikle şunu anlıyor: bir ölüye dokunduğunda o kişi ya da şey hayata dönüyor ama, bir daha dokunursa tekrar ölüyor – hem de bir daha geri getirilemeyecek şekilde. Ayrıca bununla çok yakından bağlantılı bir şey daha görüyor: Bir ölüyü hayata döndürdüğünde bir dakika içinde yeniden dokunup geri göndermezse, hayata dönmüş ölünün yerine o civardaki başka bir canlı hayatından oluyor. Nitekim Ned çocukken, beyin kanamasından ölen annesine dokunup canlandırdığında, bir dakika sonra komşuları düşüp ölmüş. Dahası annesi de sonra Ned'i öperken birden bembeyaz kesilip devrilmiş.
Yıllar sonra Ned artık bir yetişkin olmuş, çürümüş meyvaları “dirilterek” birbirinden güzel turtalar yapıp “Pie Hole” adındaki dükkanında satıyor ve nispeten sakin bir hayat sürüyor. Fakat bir gün Emerson Cod adlı bir özel dedektif onun yapabildiği şeyi fark edince, ikisi ortak çalışmaya başlıyorlar: Ned ölüyü diriltiyor ve bir dakika içinde onunla konuşup kim tarafından öldürüldüğünü öğrendikten sonra, tekrar dokunup geri gönderiyor. Ne var ki dirilttiklerinden biri çocukluk aşkı (ve aynı zamanda ölümüne neden olduğu komşusunun kızı) Charlotte çıkınca, onu geri göndermeye gönlü razı olmuyor. Tabii bir sorun da getiriyor bu durum: Charlotte'un (ya da Ned'in kullandığı hitapla, “Chuck”ın) yaşamaya devam etmesi için, Ned'in ona bir daha hiç dokunmaması gerekiyor. Böylece ikisi arasında, iki tarafın birbirine dokunmamaya büyük bir dikkat gösterdiği bir aşk başlıyor.
Karakterleri Tanıyalım:
Ned Ned, yani nam-ı diğer “Turtacı”, dizinin tuhaf güce sahip kahramanı. Ned tek bir dokunuşuyla ölüyü diriltme yeteneğine sahip. Ancak dirilttiği kişiye ikinci bir dokunuş bu kişinin ölmesi ve sonsuza dek bu şekilde kalmasıyla sonuçlanıyor. Ayrıca bir dakika içinde bu kişiye bir daha dokunup onu ölüler diyarına geri yollamazsa onun yerine bir başkası ölmek zorunda. Çocukken annesi ölüyor (ve bu şekilde diriliyor ve tekrar ölüyor). Babası da onu götürüp bir yatılı okula bırakıyor ve bir daha hiç ortada görünmüyor. Ned okulu bitirdikten sonra “The Pie Hole” adındaki turtacıyı açıyor. Bir taraftan da Emerson ile ortak çalışıp cinayet vakalarını çözüp para ödülünü alıyorlar. Hem çocukluk aşkı, hem de yeni aşkı “Chuck”.
Ned'i oynayan Lee Pace, dizinin yaratıcısı Bryan Fuller'la daha önce “Wonderfalls”ta çalışmış. Ayrıca Robert De Niro'nun yönetmenliğini yaptığı “The Good Shepherd” ve Truman Capote'nin hayatını anlatan “Infamous” gibi sinema filmleri de var. Son projesi Sarah Michelle Gellar'la başrolleri paylaştığı “Possession”.
Charlotte “Chuck” CharlesNed'in çocukluk aşkı. Ned'in annesini diriltemesi sonucu, çocuk yaşta Charlotte da kendi babasını kaybediyor. Uzun yıllar görüşmüyorlar ama Charlotte'un bir yolcu gemisinde kafasına torba geçirilerek öldürülmesini takiben, Ned onu diriltiyor. Onun hayata döndüğünü bilmeyen iki halası var.
Charlotte Charles'ı İngiliz aktris Anna Friel oynuyor. Çocuk yaşta oyunculuğa başlayan Friel, gerek İngiliz, gerekse Amerikan yapımı televizyon dizilerinin yanısıra “Timeline”, “A Midsummer Night's Dream” ve “Goal!” gibi filmlerdde de rol almış.
Emerson CodEmerson, bir özel dedektif. Ned'le tanıştıktan sonra, onun özel yeteneğini paraya çevirmenin iyi bir yolunu buluyor. Ned ölüleri diriltip konuşarak onları öldürenleri öğreniyor ve para ödülünü alıyorlar. Ned'in Chuck'ı diriltip hayatta tutmasını başta hiç hevesle karşılamıyor. Zaten Ned'in ortağı, bir şey kendisine ters geldi mi mutlaka belirten türde bir karakter.
Emerson'ı oynayan Chi McBride çok tecrübeli bir oyuncu. Kendisini sadece “Boston Public” dizisindeki lise müdürü rolünden değil, birçok sinema filminden de hatırlayabilirsiniz. Söz konusu filmler arasında “Mercury Rising”, “The Terminal”, “The Frighteners” ve “I, Robot” da bulunuyor.
Olive SnookOlive Snook, Ned'in turta dükkanında garsonluk yapıyor. Ayrıca Ned'in komşusu. Ve ona âşık. Tabii Chuck'ın ortaya çıkması pek hoşuna gitmiyor. Hatta Chuck meselesiyle yakından ilgilenirken, onun halalarıyla arkadaş oluyor.
Olive'i oynayan Kristin Chenoweth, özellikle Broadway müzikallerindeki performansıyla tanınan bir oyuncu. Hatta bir müzikalle Tony ödülü kazanmış, bir başka müzikalle ise aynı ödüle aday olmuş. Televizyonda “Kristin” ve “The West Wing” gibi dizilerde yer almış, sinemadaysa yeni “Pembe Panter”, “Bewitched” ve “Stranger Than Fiction” gibi filmlerde rol almış.
Lily CharlesChuck'ın iki halasından biri. Bir gözü yerinde bant var – temizlik yaparken kaybetmiş o gözünü. Hayli nemrut bir tip.
Lily'yi oynayan Swoosie Kurtz, çok sayıda sinema filminde ve dizide yer almış, tanınmış bir oyuncu. Filmleri arasında “Dangerous Liasions”, “Reality Bites” ve “Liar Liar” sayılabilir.
Vivian Charles Chuck'ın nispeten daha neşeli olan halası rolünde, tecrübeli şarkıcı, tiyatro ve oyuncusu Ellen Greene var. Aktris televizyonda “Miami Vice”tan “Law & Order”a ve “Heroes”a kadar birçok dizide yer almış. Oynadığı sinema filmleri arasındaysa 1986 yapımı “Little Shop of Horrors”, “Leon” ve “Talk Radio” sayılabilir.