BUNDY'LER GERİ DÖNDÜ! Televizyonun belki de en antipatik, buna rağmen en çok sevilen ailesi Bundy’ler bir kez daha karşımızda. “Married with Children”, bu kaybetmeye mahkum ailenin komik maceralarını ekrana getiriyor.
İlk izlediğinizde belki de tuhaf gelir, “Ne pislik aile!” dersiniz. Daha ikinci bölümden itibaren alışmaya başlar, birkaç bölüm sonra da tiryakisi olursunuz. Married with Children’ın özelliği de bu zaten: “Beyaz süprüntü” bir aile hakkında olması. Baba Al’ın reisliğindeki aile anne Peggy, kızları Kelly ve oğulları Bud’dan oluşuyor. Bir de Buck adlı köpekleri var.
Bundy’ler, uyumsuzluk içinde Chicago’da yaşıyorlar. Hayatlarına hep bir kaos hakim, sürekli birbirleriyle atışıp duruyorlar. Ama, ailenin babası Al’in dediği gibi, daima birlikte kalacaklar: “Sevgi, nefret, baksana, biz aileyiz, ne fark eder ki?” Evleri müstakil, komşuları da Marcy ile kocası (ya da, kocaları). Marcy, dizinin komik unsurlarından biri. Al’in onu beğenmemesi, sık sık kafa bulması, hatta hakaret etmesi de, Married with Children’a has espri anlayışının tezahürleri arasında. Bundyler’in imrenilir bir hayat sürmediği ortada. Peggy ile çocuklar sefil hayatlarının faturasını hep Al’e çıkarıyor. Kötü bir şey olduğunda babalarına alaylı bir şekilde teşekkür ediyorlar. Öte yandan, birbirlerinin başarısızlıklarından keyif de alıyorlar. Yine de, Bundy kutlamasına giriştikleri neşeli anları var. Aile arabaları da onların toplumdaki seviyelerinin bir yansıması gibi: 1970’lerin başından kalma bir Dodge kullanıyorlar.
Al BundyEvli ve çocuklu. New Market alışveriş merkezindeki "Gary's Shoes & Accessories for Today's Woman" adlı ayakkabıcıda asgari ücretle tezgâhtar olarak çalışır. Genellikle mavi gömlek ve kurşuni renkte pantolon giyer. Bütün gün onu rahatsız eden kadınlardan, özellikle karısı Peggy’den ve mağazadaki şişman kadınlardan nefret eder – çoğu akşam eve gelince, “Bugün dükkâna şişman bir kadın geldi...” diye başlayan bir hikâye anlatır. Al karısının ailesinden ve Fransızlar’dan da nefret eder. Ama her şeyden çok, Peggy ile sevişmekten nefret eder. Buna karşılık, onu hiç aldatmamıştır, asla da aldatmaz. Birayı, sağ elini pantolonuna sokmayı ve TV’de spor programları izlemeyi sever. Tuvalette uzun süre kalmak da hoşuna gider. Hayatının doruk noktası, lisedeki bir Amerikan futbolu şampiyonasında tek bir oyunda dört sayı yapışıdır. Hobisi ise bowling’dir. Onu, herkes için neyin en iyi olduğunu bilen müşfik babanın tam karşıtı olarak tanımlayabilirsiniz. Çok ender duş yapar, yalan söyler, kimseyle kucaklaşmaz. Ender olarak yemek yer, çünkü karısı yemek yapmaz. Gerekli bulursa kızı Kelly’nin erkek arkadaşlarını döver. Kadınlara karşı erkekleri koruyan NO MA'AM’in kurucusudur. En çok "Big'Uns / Kocaman Kocaman" dergisini karıştırmayı ve “Hadi bakalım” demeyi sever. Dizi boyunca,”Al”in neyin kısaltılmış hali olduğunu öğrenemeyiz.
Margaret Al’in karısı, çok tembeldir. Ailesine yemek yapmayı ya da evi temizlemeyi reddeder. Giysileri yıkamaktansa yenilerini alma yanlısıdır. İşe girmeyi düşünmez bile. Gündüzleri, ailenin sevgili kanepesinde oturup televizyondaki bütün “talk-show”ları izler. Bir yandan da tonlarca bonbon yer ama asla şişmanlamaz. En sevdiği şov “Oprah” olsa da, evden alışveriş yapmayı sağlayan “Home Shopping Network”ü de beğenir. Peggy genellikle beyaz süprüntü modasını takip eder, daracık pantolonlarla iğne gibi ince yüksek topuklu ayakkabılar giyer. Bu yüzden de biraz tuhaf yürür. Al’in aksine, kocasıyla sevişmekten hoşlanır. Yakışıklı genç adamların cazibesine kapıldığı olmuştur ama o da Al gibi eşine asla ihanet etmez. Kızlık soyadı Wanker’mış. Ailesi de Wisconsin’ın hayali kırsal kesimi Wanker County’denmiş. Al’e göre, orada herkes birbiriyle akraba.
Kelly BundyAilenin güzel kızı. Kafası hiç çalışmaz ve kelimeleri yanlış kullanışı (Kelly kelimeleri) dizinin en komik anlarına yol açar. Kardeşi Bud çoğu kez onun cehaletinden yararlanır. Kelly’nin bir sürü erkek arkadaşı vardır, hatta bazen aynı anda bir sürü. Al ona şefkatle “Balkabağı” der.
Budrick Ailenin akıllı oğlu. Her zaman notları iyi olan bir öğrenci oldu (daha pilot bölümde bunun sözü edilir). Aklı fikri cinselliktedir ama kızlardan yana pek şansı yoktur. Hatta sonraları ailesi de acınacak seks yaşantısı için onunla kafa bulacaktır. Bud’ın hiçbir zaman gerçek arkadaşları ya da düzenli bir işi de olmayacaktır.
Buck Buck ailenin ilk köpeği. Onun çevresindeki dünyayı küçümseyen fikirlerini duyabiliriz. Bundy’ler ona pek aldırmadığı için Buck daima açtır.