HEREOS 1. BÖLÜM (GENESİS) ÖZETİ
Bölümümüz Peter Petrelli’nin kendisini bir apartmanın çatı katın’dan boşluğa bıraktığı rüya ile açılıyor.Hintli Genetik Profesörü Mohinder,yine kendisi gibi bir genetik profesörü olan ve çok gizli bir teori üzerinde çalışan babasının öldüğü haberini alır ve işin aslını öğrenmek üzere New York’a gelir.Texas’ta yaşayan okulun popüler kızlarından olan Claire bir amigo kızdır,yaralarını(nekadar ağır olursa olsun)iyileştirebildiğini farkeder,bu olayın garipliği karşısında sürekli kendine zarar vererek nasıl olupda bütün yaralarını iyileştirebildiğini öğrenmeye çalışır,ama kimsenin kendisine inanmayacağını bildiği için bu denemeler sırasında popülerlik’den çok uzak olan =) okuldan bir çocuğuda kamerasıyla birlikte yanına alır,önce kırdığı kolunu hiç bir şey olmamıs gibi iyileştirdikten sonra eve dönerkende gördüğü yangın yerinde,ateşlerin arasına dalarak bir adamı kurtarır,ama ateş kendisinde en ufak bir yanık izi bile bırakmamıştır,bölüm sonunda yanında kaldığı kişilerin de gerçek ailesi olmadığını’da öğreniriz..Niki Sanders 10 yaşındaki oğluyla birlikte Vegas’ta yaşamakta,geçimini sağlayabilmek içinde webcam önünde striptiz yapmaktadır,bu bölümde bu olaya tanık oluruz,oğlunun çok zeki olduğunu farkeden Niki onu özel bir okula yazdırmak için bir mafya üyesinden oldukça yüklü bir meblağ’da borç almıştır,mafya üyeleri parayı ödemesi için kendisini sıkıştırmaya başlarlar,bu işi abarttıklarında ise Niki’nin ikinci bir kişiliği ortaya çıkar ve onu içinde bulunduğu bu beladan biraz kanlı’da olsa kurtarır,Niki ikinci kişiliğini ayna karşısında görebilmektedir Nathan Petrelli politikayla meşguldür,bu bölümde kardeşi Peter gördüğü rüyalar’dan sonra sonunda bunların bir anlamı olduğunu eğer isterse uçabileceğini düşünür,abisinin önünde kendisini boşluğa bırakır fakat beklenen olmaz Peter uçamaz ama uçabilen birisi vardır abisi Nathan Petrelli,bu bölümde Nathan Petrelli uçabildiğini keşfeder..Isaac Mendes çizdiği resimlerin gelecekte birebir gerçekleştiğini farketmesiyle birlikte büyük bir bunalıma girer,çünkü çizdiği resimler kaza,yangın gibi olaylar’da birebir olarak gerçekleşmektedir,zaten uyuşturucu bağımlısı olan Mendes için birde bu korkutucu yeteneğini farketmesi onu uyuşturucu batağının içine iyice çekmiştir,bu bölümde Mendes’in bu gerçekler ile yüzleşmesini ve yeteneğini keşfetmesini izliyoruz,Mendes sadece uyuşturucu kullandığı zamanlarda geleceği resmedebilmektedir,ama sanırım bu bölümde bu yeteneğini uyuşturucu kullandığı zaman kullanabildiğini farketmedi,olayların etkisinde kalan Mendes fazla dozda uyuşturucu alır ve ona yardım etmesi için sevgilisi Simone,bir hasta bakıcı olan Peter Petrelli’den yardım ister..Hiro Nakamura Tokyo’da bir ofiste çalışmaktadır,çizgi romanlara çok meraklı hayal perest bir insandır,japonyadaki insanlardan çok daha farklı olduğuna inanmaktadır,kendisini özel hissetmesini sağlayan bu şey zamanı ileri ve geri alabilmesidir,başlangınçta sadece zamanı bir dakika kadar oynatabilen Hiro,daha sonra iş arkadaşının ona inanmaması ve alaya almasının’da etkisiyle bu olayın üstüne daha fazla yoğunlaşır,önce kendisini bir barda kadınlar tuvaletine ışınlarken =))) Daha sonra kendisini metrodayken NewYork’a kadar ışınlar,bu bölümde Hiro ile ilgili izleyeceklerimiz bunlar,Hiro’nun yeteneğini keşfediyor ve nasıl bir karaktere sahip olduğu hakkında bilgi edinme fırsatı elde ediyoruz..Bu bölümde Mohinder,Hindistan’dan New York’a geldikten sonra taksicilik yapmaya başlar bu esnada’da Peter Petrelli ile tanışma fırsatı bulur,takside kısa bir konuşma geçer aralarında,bazı insanların diğerlerinden daha farklı ve özel olması hakkında..Peter indikten sonra taksiye,Mohinder’i Hindistan’da da takip eden adam biner,Mohinder’in hoşuna gitmeyecek şeyler söyle ve Mohinder arabadan hızla inip koşarak oradan kaçar,daha sonra görürüz ki Mohinder’in peşindeki gizemli adam ponpon kızımız Claire Bennet’in babasıdır!!!(Sanırım öz babası değil)
Yorum:
İlk bölüm Lost’da olduğu gibi bağımlılık oluşturacağının belirtilerini hemen bize vermese’de oldukça keyifli bir bölümdü,karakterlerimizi ve özelliklerini hemen hemen tanıma fırsatı bulduk,onların güçlerini keşfetme çabalarını izledik,bunlar güzel sahneler ile bize sunuldu,oyuncuların ilk bölüm itibariyle çok başarılı olduklarını gördük ki bir çoğu tanınmış oyuncular olmamasına rağmen hemen hemen hiç birisi sırıtmadı,Pilot bölüm itibariyle tanıtım amacı taşıdığı için süper kahramanlar’dan beklenen seviyede aksiyon dozajı yüksek sahneler gelmedi ama bu sadece ilk bölüm ve karakterler kendilerini daha yeni yeni keşfediyorlar,buna rağmen ileriki bölümlerin habercisi niteliğinde çok kaliteli sahneler izledik,kısaca ikinci bölüm için ikinci bölüme yer ayırtmamızı sağlayan bir bölümdi diyebiliriz..