ŞANS TEKERLEĞİ DÖRDÜNCÜ SEZONDA DA HAK EDENLERDEN YANA... Las Vegas’ın neonlarla ışıklandırılmış kumarhanelerine girmeye hazır mısınız? Etkileyici salonlarının yanı sıra perde arkasında yaşanan kirli ilişkilere, ihanetlere, skandallara ve teknolojiye dayalı yolsuzluklara şahit olabilirsiniz.
Milyonlarca dolarlık bir ekonominin dönüşüm halinde olduğu Las Vegas’ta bu ticaretin etkisiyle oluşmuş bir yaşam tarzı var. “The Fast and the Furious” adlı hit filmin yazarı Gary Scott Thompson imzalı “Las Vegas”; seks, şiddet ve dolandırıcılık arasında şekillenen bu dünyayı mercek altına alıyor.
Kumarhane Dili:
KENDİNE ÖZGÜ BİR YAŞAM TARZI VAR LAS VEGAS KENTİNİN... DOLAYISIYLA KENDİNE HAS BİR DİLİ DE VAR.
İşte bu dünyanın kullandığı dil ve 'normal insanların' dünyasındaki anlamları:
Action (Olay) Kazanılan tüm oyunlarda elde edilen miktar.
Bankroll (Mevduat) Oyuncunun, kumar için kullanabileceği tüm meblağ.
Black chip (Kara fiş) Oyunlarda para yerine geçen 100 dolarlık gazino fişi.
Boxcars (Vagon) İki altılı. Vahşi Batı'ya giden trenlerde bir vagon sadece kumara ayrılırdı. Las Vegas'ta ilk zamanlarında bahis odaları bu vagonları andıracak şekilde tasarlanmıştı.
The Cage (Zula) Gazinonun kasası.
Crossroader (Çapraz) Gazinoların müşterileri yanıltmak için uyguladıkları hileler.
Drop (Mangır) Kumar masasında fişler için dönen para.
Drop box (Mangır kutusu) Kumar masasında banknotların tutulduğu kutu.
Eye in the sky (Gökteki Göz) Gazinonun her yerini gözetleyen kameralar.
Green chips (Yeşil fiş) 25 dolarlık fişler.
Grind (Fasulye) Az miktarda para ile oynayan müşteri.
Grind joint (Kırıntı) Bu tip müşterilere verilen yemek servisi.
Hard count (Şıkır sayım) Slot makinelerinden kazanılan çeyreklikleri saymak.
House advantage (Yem payı) Gazinonun, müşteriyi teşvik etmek için, 'kaybettiği' cüzzi meblağlar.
Juice (Görmek) Müşterinin özel odalarda kumara dahil olması için görevliyi 'görmesi'. Müşteri kimi durumlarda önce diğer oyunlarda bilerek para kaybederek krupiyelerin 'gözüne giriyor', sonra da özel odalarda yüksek meblağlarla oyuna geçiyor.
Junket (Tatlı hayat) Gazinolarda yüksek meblağlarla oynamak isteyen zenginlerin özel uçak tutarak, Las Vegas'a düzenledikleri tatiller.
Ladderman (Merdivenci) İskambil oyunlarında hileleri takip eden gözlemci.
Marryin' Sam (Başgözcü) Hayır, hile gözlemcisi değil; Las Vegas'ta balayına gelenlerin nikahlarını kıyan, onları ‘başgöz eden’ papaz.
The Pencil (Kalem) Otorite sahibi olmak. Örneğin, kumar masasını takip eden görevlinin ‘kalem kıran hakim gibi’ yaptırım uygulama otoritesi.
Pigeon (Güvercin) Kaybettiği paranın kuruşu kuruşuna hesabın yapan kişi.
Sawdust Joint (Talaş) Az miktarda para ile oynayan müşteri. Fasulye ile aynı kişi.
Spoon (Kaşık) Slot makinelerinde hile yapmak için kullanılan yardımcı cihazlar.
Stickman (Sopacı) Yeşil çuha üzerinde zarları atan ve L şeklinde ahşap sopa ile toplayan masa görevlisi.
Soft Count (Gıcır sayım) Yüksek miktarlar kazanan müşterinin paraları sayması.
Stiff (Kasıntı ya da hırt) Çok para kazanıp da görevliye tek kuruş bahşiş bırakmayan müşteri.
Turkey (Hindi) Sürekli sorun çıkaran müşteri.
Whales (Balina, Ağır Abi, Fırkateyn) Gözünü kırpmadan milyon dolarlar seviyesinde para bırakacak derecede cesur ve zengin oyuncular. Dünyada yaklaşık 250 ‘Ağır Abi’ olduğu tahmin ediliyor.