Dr.Jack Shephard/Matthew Fox

Jack Shephard



Yaş: 37 (Doğum Tarihi 1967)
Nereli: Los Angeles, CA, USA
Meslek: St. Sebastian Hastanesinde Omurilik Cerrahı. Babası Dr.Christian Shephard (Cerrahi Bölüm Şefi) ile birlikte çalışıyor.
Akrabalar: Dr.Christian Shephard - Babası, Sarah Shephard - Eski Karısı, Claire Middleton - Kız Kardeşi
Neden Avusturalya'da: Babasının arıyor
Neden Uçakta: Babasının cenazesini eve götürüyor.
Koltuk Numarası:

Flashback Bölümleri:

(1x01) "Pilot, Part 1"
(1x05) "White Rabbit"
(1x11) "All The Best Cowboys Have Daddy Issues"
(1x20) "Do No Harm"
(1x23) "Exodus, Part 1"
(2x01) "Man of Science, Man of Faith"
(2x11) "The Hunting Party"
(3x01) "A Tale of Two Cities"
(3x09) "Stranger in a Strange Land"
(3x22/23) "Through the Looking Glass"
(4x10) "Something Nice Back Home"
(4x12/13) "There is no place like Home"

Jack Shephard, Columbia Üniversitesini tüm sınıf arkadaşlarının önünde başarıyla bitirmiş artık Los Angels'ta yaşayan yetenekli bir omurilik cerrahıdır. Oceanic 815 uçuş kazasından kurtulan gövde bölümünün lideri oluvermiştir. Kontrol problemi ve düzeltemediği olaylarla sorunlar yaşar. Karakteristik ve birazda mesleki özellikleri onu kriz anında yapılan müdahalelerde çok etkili yapar. Adadaki ilk gün itibariyle Kate'le aralarında güçlü bir bağ oluşur.

Kazadan Önce:

Jack, Christian ve Margo Shephard'ın oğludur. Gençken, arkadaşı Marc Silverman'e yardım etmek pahasına dayak yemiş ve bu olay sonrası çürük gözle eve döndüğünde babasının kendisine "Bir kahraman olmak için gereken özelliklere sahip değilsin!" dediğini hiç unutmamıştır. ("White Rabbit")

Üniversiteyi herkesten daha çabuk sürede bitirip ( Juliet'in "A Tale of Two Cities" bölümündeki yorumuna göre), St. Sebastian Hastanesi'nde, Bölüm şefi olan babası ile aynı dalı seçerek çalışmaya başlar. Uçak kazasından neredeyse üç yıl kadar önce, araba kazası sonucu omuriliği kötü derecede hasar görmüş Sarah, üzerinde ameliyat yapar. Jack bu ameliyatın sonuç vermeyeceğini ve Sarah'nın felç kalacağını biliyordur ve bunu Sarah'ya, babasının "Hastalarına umut vermeye çalışmalısın" sözlerine rağmen açıklar. Başarısız olacağını bilerek ameliyatı yapan Jack, mucizevî şekilde parmaklarını oynatabilen Sarah'nın iyileştiğini görünce gözyaşlarına hâkim olmaz. Sarah bacaklarını hissedebiliyordur. ("Man of Science, Man of Faith")



Jack ve Sarah, iki yıl sonra evlenirler. Ancak evlilikleri sancılıdır, ikisininde kısıtlı zamanı ve iş yoğunluğu birbirlerini ihmal etmelerine, az görüşmelerine yol açar. Jack ve babası, Angelo isimli bir hasta üzerinde çalışırlar. Bu adamın kızı, Gabriela, Sarah'ya yapılan mucizevî operasyonu duyduktan sonra babası ile Jack'e gelmiş olduğunu açıklar. Ancak Jack bu durumun farklı olduğunu ama yinede babasına yardım edeceğini söyler. Birkaç ay sonra Jack'in tümörü başarı ile almasına rağmen Angelo ameliyat masasında kalp yetmezliğinden ölür. Jack, Gabriel'e bir söz vermiştir ve bunun elinden kayıp gitmesine sinirlenir yine kendini kaybeder. Arabasına dönerken gözyaşları içindeki Gabriel'le karşılaşır ve olayların akışı sonucu öpüşürler ancak Jack böyle olmasını istemediğini belirtir uzaklaşır. Eve dönen Jack karısına neler olduğunu itiraf eder, ama Sarah buna karşılık kendisininde Jack'i uzun zamandır aldattığını bunun sebebininde Jack'in işkolik, sürekli bir şeyi düzeltme ihtiyacı duyması olduğunu açıklayıp, onu bu dürüstlüğüne rağmen terk eder. ("The Hunting Party")

Jack Boşanmaya itiraz eder ve Sarah'ya takıntılı hale gelir. Onu gizlice gözetlemeye ve bu gizli sevgiliyi öğrenmeye çalışır. Hatta zamanla babasının Sarah ile ilişki yaşadığını düşünür. Öyleki 50 gündür alkol kullanmayan babasına bir AA Toplantısında (Alcoholics Anonymous Meeting) saldırır. Jack bu olay sonrası tutuklanır ve Sarah kefaletini ödeyerek onu çıkartır. Yine içmiş olan babasından haber alıp Jack'i görmeye gelen Sarah, Jack'in ısrarına rağmen babasını döven bir adama sevgilisi hakkında bilgi vermez ve Jack'e tepki gösterir. ("A Tale of Two Cities")

Uçak kazasından 2 ay önce Christian Shephard alkollüyken, hamile bir kadın üzerinde operasyon yapar. Hemşirenin bu durumu Jack'e bildirmesi ile Jack hemen operasyonu devralır. Ama meydana gelen hasarı düzeltemedi ve kadın öldü. Christian kendi alkollü durumunu saklamak için, Jack'i bu kadının tıbbi müdahele edilemez halde olduğunu belirten bir raporu imzalaması konusunda ikna etmeye çalışır. Ancak Jack bu kadının ameliyat sırasında hamile olduğunu ve asıl ölüm nedeninin babasının hepatik şahdamarında açmış olduğu onarılamaz hasar olduğunuda öğrenir. Bu doğrultuda Kurula çıkan babasına karşı gerçekleri söyler, Christian'ın meslekten uzaklaltırılmasına neden olur. ("All The Best Cowboys Have Daddy Issues")

Jack, Avusturalya?da bir kız kardeşi olduğundan habersizdir. "The Hunting Party" bölümünde babasının annesini aldattığını biliyordu. Babası Avusturalya?ya kızını görmek için uçuyor. Jack babasının kayıp haberini annesinden öğreniyor ve annesinin isteği üzerine babasını bulmaya, Avusturalya?ya gidiyor. Ancak babasının öldüğünü öğrenir ve morgda onu teşhis eder. Babasının cenazesi ile uçağa binecektir ancak gerekli evrakları tam olmadığı için görevli bayanla Jack tartışma yaşar. ("White Rabbit")

Uçuştan önce, havaalanının Bar'ında Ana-Lucia Cortez isimli bir bayan ile tanışıp içki içiyor , kendisi ile aynı uçakta olduğunu öğrenince bir sonraki içkileri için uçakta randevulaşıyorlar. ("Exodus, Part 1")

Jack uçakta 23B numaralı yanı boş koltukta oturuyordu. Kendi sırasında hemen yanında Rose vardı. Rose ile konuşup eşi, Bernard, tuvaletten dönünceye kadar kendisine eşlik edeceğini söylüyor. Turbulans başladığında Rose'a her şeyin yoluna gireceğini söylüyor ancak uçağın kuyruğu dakikalar sonra kopuyor. Jack, Kate ile konuşurken, o andan sonra bilincini kaybettiğini kaza hakkında başka detay hatırlamadığını belirtiyor. Ayrıca uçuş dersleri aldığınıda söylüyor. ("Pilot, Part 1")

Adada (Sezon 1)

Dizi, Jack'in gözlerini ormanın ortasında bambuların arasında açması ile başlar. Şaşlınlık içerisinde yerde uzanırken Vincent yanından geçer, ve Jack düştüğü yerden kalkar. Duyduğu çığlıklara doğru koşar, uçak harabesi içerisindeki insanlara yardım eder. Kalbi durmuş olan Rose'u CPR ile, Claire'i de kırık kanatın altından son anda çekerek kurtarır. ("Pilot, Part 1")

Jack adada istemeyerekte olsa başına gelen olayların etkisiyle Lider rolünü alır. Jack'in önerisi üzerine Kate daha sonra Charlie'nin de katılımı ile haberleşme cihazı için uçağın Kokpitini aramaya giderler. Ormanın derinliklerinde bulurlar ancak kendilerini ilginç bir canavar bekliyordur. Jack, enkazın içerisindeki ölülerle berbaber yakılmasını önerir, çünkü diğer türlü yaban domuzlarına yem olacaklardır. Ve enkaz törenle yakılır. ("Tabula Rasa")

Adadaki 7. gün, Jack Boone'u boğulmaktan kurtarır. Boone bu sırada boğulmakta olan Joanna adlı bir kıza yardım etmek için suya atlamıştır ancak başarılı olamaz. Boone'u sahile ulaştırdıktan sonra Joanna'yı da kurtarmaya çalışmış ancak Jack ona yeterli zamanda ulaşamamamıştır. Daha sonra Jack, Kate ile kızı kurtaramamış olmaktan ötürü duyduğu üzüntüyü paylaşır. ("White Rabbit")

Adada kazazedelerin sorunları ile uğraşırken, babasının görüntüsünü görmeye başlar. Ancak Jack bunun gerçek mi yoksa halusinasyon mu olduğunu bilmez. ("Walkabout"), ("White Rabbit")

Mağaralarda babasının tabutunu bulur, ama içi boş. Jack'in keşfettiği bu mağaralar Oceanic zedelerin ayrılmasına sebep olacaktır. Sawyer ve Sayid önderliğinde bir grup sahilde kalırkan, Jack'in topladığı büyükçe bir grupta taze su ve barınak için mağaralara taşınır. Jack ve Locke'un olaylar karşısındaki farklı görüşleri ve davranışları, bu ikiliyi çoğu zaman anlaşmazlığa veya kavgaya sürükledi. Ama Jack kendisini uçurumdan kurtaran Locke'a minnettardı. Araştırma sırasında üzerine çöken mağarada kalan Jack'i, Micheal önderliğinde bir grup kurtarmaya çalışır ancak çabalar cevapsızdır sadece ufak bir delik açılır. Uğraşlar sonucu Charlie delikten girerek, Jack'i oradan kurtarır. ("The Moth")



Ethan tarafından kaçırılmış olan Claire ve Charlie'yi aramaya çıkan Kate ve Jack, neredeyse ölmüş olan Charlie'yi ağaça asılmış şekilde bulurlar. Jack, öldü sanılan Charlie'yi inatla uğraşması sonucu kurtarır. ("All The Best Cowboys Have Daddy Issues")

Jack'in bir sonraki büyük sınavı 40. gün gelir. Locke, çok ağır yaralı Boone'u mağaraya getirdiğinde ufak bir kaza olduğunu söylerler ancak Jack Locke'a inanmaz şüphelenir. Çabalarına rağmen Boone'u kurtaramayan Jack en son çarenin Boone'un bacağını kesmek olduğunu anlar ve tam bunu gerçekleştirecekken Boone yapmamasını ve artık bırakmasını istediğini söyler bu sırada Sun'da Jack'i durdurmaya çalışmaktadır. Jack'in Sun'a cevabı ise "Bana ne Yapamayacağımı Söyleme!" olur. İstemeyerekte olsa Jack sonunda Boone'un ölümüne izin verir ve bırakır. Ama Locke'u bundan sorumlu tutacaktır. Locke daha sonra olayı tüm gerçekliği ile anlatmasına ( Hatch'i gizli tutmasını) rağmen bu Locke'a olan güvenini sarsar ve artık güveni azalır. ("Do No Harm")

44.gün, Jack, Kate, Rousseau, Locke, Hurley ve Arzt dinamit almak için Black Rock'a giderler. Amaç bu dinamitle Locke'un bulduğu Hatch'in kapağını patlatmaktır. ("Exodus, Part 1")

Dönüş yolunda, Jack ve Kate, Locke'u "Canavar" tarafından bir çukura çekilmekten kurtarır. ("Exodus, Part 2")

Sawyer'ı kesinlikle daha yakışıklı ve sempatik bulmakla birlikte Jack de iyi bir çocuktur. Ama şu öfkelenmiş hali yok mu bitiriyo beni Bağırıp çağırması çok şey geliyo bana... Ne bileyim.... Karşılayacak kelime bulamadım iyi mi Heh buldum "yapmacık"
Bir de tanıtım yazısında spoi var çok. Daha hepsini izlemeyen vardır belki. En başına uyarı yazılsa yanlışlıkla okuma riski de olmaz sanırım. Yine de siz bilirsiniz ama... Ben de Lost'u çok çok sonraları izlemiş, hatta daha yeni bitirmiş biri olarak 5. sezonun sonuna kadar Lost konularına girmemiştim hiç. Bir yerden bir şeyler görürüm korkusuyla

Adada (Sezon 2)

Kate, Desmond tarafından Hatch'te yakalanır. Jack onun yardıma koşar. Bu Desmond karakteri ile 2.karşılaşmasıdır. ("Man of Science, Man of Faith"), ("Adrift")

Hatch'in bulunuşu, Locke ve Jack arasındaki gerilimi dahada arttırır. Locke ve Mr.Eko gibi iki kader adamının aksine, Jack kadere inanmayı ve bazı şeyleri bırakmayı çok zor bulur. ("One of Them")

Jack, Sawyer ile Kate'in sevgisi için rekabete girer ve sonunda ormanda beklenmedik bir öpücük alır Kate'in tepkisiyle beraber.
("What Kate Did")

Sawyer'ı ilaçlar için oynadıkları bir poker oyununda yendi. Anlaşamamalarına rağmen Mr.Eko'nun kurşun yarası almış Sawyer'ı getirmesi üzerine ona müdahele edip kurtarır. Tabi Kate'in yaralı Sawyer'a olan ilgisi Jack'in dikkatini çeker. ("Lockdown")

Micheal'ı aramak için keşif heyeti oluşturur. Yakaladıkları Ben'i, Others'la takas için kullanacaklardır. Ben'e karşılık Walt. Ancak bunu kabul etmezler, çünkü Others'ın başka planları vardır. Jack sonra Micheal'ı bulur, ve Hatch'e getirir. Yaralarına müdahele ederler. ("The Hunting Party")

Kontrolü sağlamak adına, Jack Locke ve Kate, Sawyer'dan silahları geri alıp Micheal'ın planı doğrultusunda Other ile yüzleşmeye gideceklerdir. Sawyer, Ana Lucia'nın kendisinden silahı nasıl aldığını Jack'e anlatır. ("Three Minutes")

Ana Lucia'nın Hatch'te Ben ve Michael ile yalnız olduğunu öğrenince doğruca hatche giderler. Jack, yaralı Libby ile ilgilenirken, Kate'i eroin zulasını ve silahları bulması için Sawyer ile beraber yollar. ("?")

65. gün, Sayid'in onu Michael hakkında uyarmasına rağmen Jack, Kate, Michael, Sawyer ve Hurley'le Others'ı aramaya çıkar. Jack Sayid ile bir plan yapmıştır, Sayid Jackler buluşma noktasına varmadan Others'ın izini denizden sürecektir. Sawyer'ın kendilerini izleyen bir Others'ı vurması sonucu Jack, Micheal'ın gerçekleri söylemesini sağlar ve Micheal hepsinin adının Ms. Klugh'un kendisine verdiği listede yazılı olduğunu açıklar. ("Live Together, Die Alone")

Others antlaşma gereği Jack, Sawyer ve Kate'i alıp Hydra istasyonuna götürüler, Hurley'i de serbest bırakırlar ve Michael oğlu Walt ile vaat edilen özgürlüğe yelken açar.

Adada (Sezon 3)

Kanı alındıktan sonra Jack, eskiden yunuslar ve balinaların tutulduğu akvaryuma kapatılır. Burada Juliet ile tanışır. ("A Tale of Two Cities")

Kendisine yemek getiren Juliet'i tutsak alarak kaçma girişiminde bulunur ancak başarılı olmaz. Yanlış kapıyı açması sonucu sular altında kalıp Juliet tarafından bayıltılıp tekrar akvaryuma kapatılır. ("A Tale of Two Cities")

Bu olaylar sonrası Jack, Juliet ile işbirliği yapmaya karar verir. Juliet, kendisine hayatının en önemli detaylarını, her türlü bilgiyi içeren bir dosya gösterir. Jack'e Sarah hakkında ne öğrenmek istediğini sorduğunda, Jack'in tek söylediği "O mutlu mu?" oldu. ("A Tale of Two Cities")

Bir sonraki ziyaretçisi Benjamin Linus'tu, o kendisine gerçek adını ve adada doğduğu gerçeğini söylemiştir. Ben daha sonra uçağın düşüşünden itibaren dış dünyada olan olayları , adanın dışı ile bağlantıları olduğunu ispatlamak için Jack ile paylaştı. Jack eğer işbirliği yaparsa eve dönebileceği vaadini aldı. ("The Glass Ballerina")

Colleen yaralı bir halde getirildiğinde, Juliet'in Jack'ten yardım istemesi ile ameliyathaneye giden Jack, girişte bazı röntgenler görür. Yeterli malzeme olmadığı için Colleen'i kaybederler. Juliet'i Jack teselli eder. Duvarda gördüğü röntgenlerin kime ait olduğunu söylemesi konusunda da diretir. ("Every Man for Himself")

Bilmemesine rağmen Jack, Ben'e tümörün belirtilerini sorarak blöf yapar. Nitekim bu, Ben'nin itirafı sonucu doğru çıkar. Böylece Ben'nin tüm planlarıda suya düşer. Ameliyatı yapmama konusunda kararlı olan Jack'i artık kırmanın tek yolu vardır. Kate'i Jack ile görüştürürler. Kate, Jack'in ameliyatı yapmak zorunda olduğunu yoksa Sawyer'ı öldüreceklerini gözyaşları içerisinde açıklar. Bunu duyması üzerine Kate'e sinirlenen Jack onu odadan kovar. Ancak Ben amacına ulaşmıştır. ("The Cost of Living")

Bir süre sonra tutulduğu cam kafesin kapısının açık olduğunu farkeden Jack, dikkatlice kapıyı açıp oradan çıkar. Etrafta kimsenin olmayışı, Jack'in ekranlarla dolu bir odaya girip işine yarayacak birşeyler aramaya yöneltir. Bir silah alıp çıkarken ekrandaki bir görüntü dikkatini çeker. Sawyer'in kucağında yarı çıplak yatan Kate'i gören Jack, şaşırır, üzülür ve sinirlenir. Bu sırada arkasından odaya giren Ben'de duruma şaşırdığını ve şayet bahisçi bir adam olsa Kate ve Jack'e oynayacağını belirtir. Silahı Ben'nin suratına doğrultan Jack, ameliyatı yapacağını söyler. ("I Do")

Jack, söylediği gibi ameliyatı yapar ancak Kate ve Sawyer'ın kaçmasını sağlar. Kate'e kendisi için geri dönmemesini söyler. Ancak Kate sahil halkı ile buluşur buluşmaz Jack'i kurtarma operasyonuna öncü olacaktır. Bu sırada Jack, artık öldürüleceğini düşünürken olaylar biraz farklı gelişecektir...

Adada (Sezon 4)

Jack and Kate optimistically discussed their imminent rescue and Jack promised to kill Locke if he saw him. Jack answered a call on the sat phone and Minkowski informed him the signal was weak. Jack offered to adjust it, but Minkowski asked for Naomi. Unwilling to reveal Naomi was dead, Jack said she was looking for firewood and ended the call. When he turned around, Naomi was gone. Rousseau found a trail of blood and suggested they follow it, but Kate had found another one and thought Naomi might have been trying to mislead them. Jack said Naomi was hurt and not thinking about trying to trick them. Kate seemed to agree and gave him a hug, then Jack and Rousseau went into the jungle to find Naomi, dragging Ben along with them on a rope.

The trail ended abruptly. Jack reached for the sat phone, but couldn't find it. Ben revealed he had seen Kate take the phone when she hugged Jack but hadn't said anything. They headed back to the cockpit to meet the other survivors, and Jack attacked Locke, knocking him down and taking his gun. He aimed the gun at Locke's head and Locke said Jack wasn't going to shoot him. Jack pulled the trigger, but the gun clicked on an empty chamber. He started to beat him and the other survivors pulled him off.

Locke got to his feet and said anyone who wanted to live should come with him, but Jack said Locke was insane and nobody was going to follow him. Hurley disagreed, citing Charlie's message, and he and Claire sided with Locke. Other castaways joined him, and Jack allowed Ben to go with him as well. Locke's group left for the Barracks and Jack's group headed for the beach.
Alone at the cockpit, Jack and Kate reminisced about Charlie and their trip to find the transceiver. They heard a noise Kate initially mistook for thunder, but Jack recognized it as the sound of a helicopter. They moved into a clearing and saw a helicopter flying erratically, then something dropping from it to the ground. They ran toward it and found a parachutist, who removed his helmet. Upon seeing them, he asked, "Are you Jack?" ("The Beginning of the End")

Jack and Kate introduced themselves and learned the parachutist's name was Daniel Faraday. Jack gave Daniel the sat phone and allowed him to call Minkowski. He became suspicious when Minkowski told Daniel to take him off speaker phone, and even more so when he saw the gun Daniel was carrying. Jack and Kate decided to play things out and help Daniel find his colleagues, who could be tracked by GPS signals on their parachutes. They came upon a metal biohazard box containing gas masks and red bags. Daniel seemed reluctant to answer any questions, but said rescuing the survivors wasn't his teams primary objective.

They followed Daniel as he tracked his fellow team members and eventually found Miles, who accused Jack and his people of killing Naomi. He demanded to be taken to her body and Jack obliged. After kneeling over Naomi's body and whispering mysteriously, Miles accepted Kate's claims that John Locke was the one responsible for her death. He started picking up Charlotte's signal and told everyone to follow him, but Jack refused, saying his people were in the jungle with guns. Miles was doubtful until two shots rang out. Juliet and Sayid emerged from the trees and took the men from the freighter hostage.

The group saw Charlotte's signal and thought it was coming their way, but the beacon had been attached to Vincent. Jack realized Charlotte had been captured by Locke. They found Frank Lapidus and the helicopter, both in good condition. Lapidus found out Juliet hadn't been on the plane and told Miles she was a native. Miles aggressively demanded to be taken to Ben, but Jack intervened to protect Juliet. ("Confirmed Dead")

Sayid showed Jack a picture of Desmond and Penny, which he had found on Naomi's body. Jack asked Juliet to go to the beach to get Desmond. Sayid decided to go to the Barracks to reclaim Charlotte and told Jack not to go with him. Jack told Kate to go instead, telling her Sawyer would protect her from Locke. Alone with Daniel and Frank, Jack watched as Daniel performed a series of experiments. When Sayid and Charlotte returned without Kate, Jack was visibly hurt that she had decided to stay at the Barracks. ("The Economist")

Desmond and Sayid loaded Naomi's body onto the helicopter and left for the freighter with Frank. Jack and Juliet took Charlotte and Daniel to the beach. Sun asked him if Locke could be correct about the freighter team's intentions, and when Jack denied that possibility asked why Kate had stayed with him if that were the case. Jack tried to contact the freighter with the sat phone, then asked Charlotte to try to use an emergency line. When she finally got in touch with Regina, she was informed the helicopter hadn't arrived yet. ("Eggtown")

Confused, Jack asked Charlotte how it was possible that the helicopter had not reached the freighter yet. When Juliet observed that Charlotte didn't seem worried, Daniel told them time on the Island may move differently than off the Island. He reassured them that everything would be fine as long as Frank followed the bearing Daniel had given him. If he didn't, there might be side effects. Some time later, Sayid finally phoned from the freighter and informed him Desmond was acting strange. Daniel told Jack some people could get confused going to and from the Island. Jack let him speak to Desmond and give him instructions. ("The Constant")

Later that night, Jack discovered Daniel and Charlotte had disappeared. Jin revealed he had seen them go into the jungle but didn't think to tell anyone since Jack said they were friends. Jack, Juliet, Sun and Jin went into the jungle in different directions with torches. Jack came across Juliet, who was having a heated conversation with a woman named Harper. Harper suggested Jack go with Juliet to stop Dan and Charlotte, then disappeared into the jungle. Juliet told him Harper, who had been her therapist, said Dan and Charlotte were heading for the Tempest, but was reluctant to give him more information. The next day, Jack and Juliet found Kate, who told them Charlotte had knocked her out. While Jack tended to her wound Juliet left to continue the search alone. Kate helped Jack find the Tempest and told him why she had stayed at the Barracks. They arrived at the Tempest just as Juliet and Charlotte emerged from the station. Kate was skeptical when Charlotte claimed she and Daniel had just saved the lives of everyone on the Island and Charlotte took her inside to see for herself. Jack stayed outside with Juliet, who said Ben had sent Harper the night before with instructions to kill Daniel and Charlotte. She told Jack Ben would win the war that was coming, and when he did Jack needed to be away from her because Ben thought she belonged to him. Jack kissed her tenderly and said, "He knows where to find me." ("The Other Woman")

Jack, Juliet, Kate, Charlotte and Daniel had all made it back to the beach the following morning. While preparing breakfast, Jack noticed Jin's growing English vocabulary. Jin informed Jack that both Sun and Sawyer had been teaching him English and pointed out that Sun was much better, Jack wasn't surprised. Sun approached the two men which triggered Jack to ask about how Sun was feeling. With a fake smile, Sun assured Jack that everything was fine and that the morning sickness had finished. Jack left Sun and Jin alone when Sun tells Jin to pack a bag as she has decided to move to Locke's camp. Sun tells Kate that she would have told Jack, but he wouldn't understand her situation to which Kate agrees. ("Ji Yeon")

In his tent, Jack looked through some pills for a stomach ache he's been having. Kate came in and they talked for a while until Bernard started yelling on the beach. Jack and Kate ran over to find a body laying in the water. Faraday told them it was the doctor from the freighter. Jack then made Faraday hurry up fixing the phone. Later that night Faraday used Morse Code to communicate with the freighter and lied to Jack about what he was told. However, since Bernard knew Morse Code, he called out Daniel's lie, revealing what the real message said, that the doctor was fine. Jack grabbed Faraday by the collar and asked if they were ever planning on taking the survivors off the island, to which Faraday says no. Jack's stomach began to act up again and he walked away in pain. ("The Shape of Things to Come")

While speaking with Juliet, they concluded that Jack was suffering from appendicitis, and needed immediate removal of his appendix before it ruptured and killed him. While doubtful of Juliet's expertise in surgery, Jack demanded to be kept awake during the procedure to oversee and help. However, the pain proved to be too great for him, and Bernard knocked him out with chloroform at Juliet's command. The surgery went well and Jack woke up just in time to hear Juliet tell Kate she thought Jack really loved her (Kate). After Kate leaves, Juliet states she knew that Jack was awake. ("Something Nice Back Home")

After his surgery, he left the tent against Juliet's orders, and went to the pantry to eat. Juliet was upset at this, but Jack calmed her. They then heard the helicopter coming, and went out to the beach. As the helicopter passed over, a backpack was dropped containing papers and a satellite phone wrapped in cloth. Jack then stated that he thought "they want us to follow them." ("Cabin Fever")

Kate and Jack, both armed, followed the helicopter through the jungle, tracking it with the sat phone. After hiking what appeared to be all night, they ran into Sawyer, Miles, and Aaron making their way back to the beach. Kate took Aaron, and she and Miles returned to the beach, while Jack and Sawyer continued on towards the chopper. They arrived at the chopper and found Frank alone, hand-cuffed to a seat. He told them where Keamy and his team were going, and warned them of the danger of the Orchid. Frank promised to fly them off of the Island right away, until Sawyer realized Hurley was in danger at the Orchid. Jack and Sawyer went back into the jungle, in search of the Orchid, and to save Hurley's life. ("There's No Place Like Home, Part 1")

Jack and Sawyer arrived at the Orchid and found Hurley and Locke. In the Orchid greenhouse, Locke told Jack not to leave the island and that if he had to, to lie about everything that had happened. Jack left after Locke and Ben entered the Orchid elevator. He went back to the chopper with Sawyer and Hurley where Kate, Sayid, and Frank were waiting to leave. They lifted off and started towards the ship. He told Frank not to go back to the island when there was a fuel leak. When the chopper landed on the freighter, Jack made sure they left quickly and brought Kate back when she started to go after Jin, who was still on the freighter. The chopper left off with Sun, Aaron and Desmond right before the freighter blew up. The chopper lost fuel quickly and fell into the sea after the Island had disappeared. Jack resuscitated Desmond when they got in the life raft. When they were found by the Searcher, Jack instructed the others that they had to lie about everthing that had happened since they arrived on the island. ("There's No Place Like Home, Parts 2 & 3")

Adadan Sonra

Bir süre sonra, Jack adadan bilinmeyen sonuçlar/olaylar nedeniyle kurtulmuştur. Ada sonrası hayat Jack'i depresyona sürükler. Zamanının çoğunu içerek, haritalar üzerinde ve coğrafya kitaplarıyla çalışarak, Oceanic Havayollarının verdiği Altın Geçiş bileti ile Pasifik okyanusu üzerinde uçağın düşmesi adaya geri dönmesi umuduyla seyahat ederek geçirmektedir. 5 Nisan 2007 gecesi uçakta, bir gazetede okuduğu haber kendisini üzüp Kate'i ( Kate'inde adadan kurtuluğunu öğreniriz) aramasına sebep olur. Kate, tekrar tekrar kendisini arayan Jack'in telefonuna cevap vermez ve Jack LA'de bir köprünün üstüne çıkarak intihara yeltenir. O sırada genç bir kadın oğluyla beraber araba kazası yapar, atlamak üzere olan Jack kazayı görünce hemen yardıma koşar. ( Through the Looking Glass")



Kadını ve oğlunu kurtardıktan sonra hastanede yaraları dikilen Jack'in ziyaretine Sarah (eski karısı artık evlidir ve hamiledir) gelir. Jack'in iyi olduğuna emin olduktan sonrada gider. Öğreniriz ki Sarah hala Jack'in acil durumlarda aranacaklar listesindedir.

Kötü durumda olan Jack, yeni Bölüm Şefi olan Dr. Hamill'in ameliyat için ama Dr. Hamill bu isteği kendilerinin yapacağını, Jack'in iki kere Kahraman olduğu için dinlenmesi gerektiğini belirterek reddeder. Bundan hoşnut olmayan Jack yine telefonda Kate'e ulaşmaya çalışmaktadır ve durumu giderek kötüleşiyordur. LA bir cenaze evini ziyaret eder, tabutta ise bizim bilmediğimiz bir adam yatmaktadır. Törende boş sandalyeleri gören Jack, görevliye töreni kaçırığ kaçırmadığını sorar ve öğrenirki bu cenazeye tek bir kimse gelmemiştir. Ve ilk ziyaretçide kendisidir. Görevli Jack'e aile mi yoksa arkadaş mı olduğunu sorar, Jack'in cevabı "Hiçbiri" dir.

Eczaneden istediği ilaçları alamayan Jack, hastaneden ilaç çalmaya başlar. Dr. Hamill, Jack ile konuşur ve yardım etmek istediğini belirtir ama Jack onun kendisini anlayamayacağını, neler yaşadığını tahmin edemeyeceğini söyler, çıkar gider.

Sonunda Jack, Kate'e ulaşmayı başarır ve buluşma ayarlarlar. Konuşurken buluşma mekanı için "Nerede olduğunu bilirsin" ifadesini kullanır buda bize öncedende aynı yerde pek çok kez buluşmuş olabilecekleri fikrini verir.

Jack, buluşma noktası olan havaalanına Kate ile neredeyse aynı zamanda varır. Kate Jack'in köprüde yine hayat kurtardığını ima ederek tebrik eder, ama sonra bu buluşma yerinde olmak istemediğini ve pişman olduğunu belirtir. Jack gazetede okuduğu yazıyı Kate'e verir ve adadan sonra hayatının nasıl geçtiğini Kate'e anlatır. İkiside gözyaşları içerisindedir. Kate artık gitmesi gerektiğini "O" nun kendisinin nerede olduğunu merak edeceğini söyler ve arabasına döner. Jack " Geri Dönmeliyiz Kate" der ama Kate arabaya binerek uzaklaşır. Jack ise hala arkasından GERİ DÖNMELİYİZ diyordur. ("Through the Looking Glass")

2005

Searcher tarafindan kurtuluslarindan bir hafta sonra, Jack, Frank ve Desmond ile vedalasir, telling the latter he'll "see him in another life", he departs for the island of Sumba with the rest of the Oceanic Six. Approximately eight to nine hours later, after paddling with a piece of wood, they arrive, and it is there that they are discovered by the native inhabitants, who then inform the US Coast Guard that survivors from Oceanic Flight 815 have been found. ("There's No Place Like Home, Parts 2 & 3")

Upon landing in Hawaii, Jack is greeted by his mother. Jack takes part in the press conference in which the Oceanic 6 lie to the public about how they survived the plane crash. He describes the majority of the fabricated story to the press.
Over 6 months after their rescue, Jack holds a wake for his father. After the wake, Carole Littleton approaches Jack and tells him that her daughter, Claire, was on Jack's plane and was his half-sister. After she walks away he looks at Kate, holding Aaron, with a speechless look. ("There's No Place Like Home, Part 1")

2006

Jack is in his apartment and as he is watching the news, pours himself a screwdriver.The news is of a Camaro being pursued by the police. He then recognizes the car as Hurley's.

Later, Jack meets Hurley at a mental institute. After exchanging pleasantries and playing basketball, Jack mentions he may grow a beard to conceal his identity. Hurley accuses Jack of checking up on him to make sure he hasn't revealed the Oceanic 6's secret and insists that they have to go back to the Island, an idea that Jack is not to keen to agree upon. Hurley also apologizes to Jack for following Locke to the Barracks when the group split up in anticipation of the arrival of the freighter. ("The Beginning of the End")

Sometime after this, Jack testifies during Kate's trial, saying that there were only eight people who survived the crash, and that two of those eight died. He claimed to have never met the marshal, and he denied his love for Kate.

He meets her after the trial, and tells her that he lied, and that he really does love her. He doesn't want to come back with her to her house, and Kate gathers that this is because of her child, Aaron. Jack asks her if she wants to get coffee instead, but she tells him no, that she will only start seeing him if he is acceptant of Aaron. ("Eggtown")

He changes his mind at some point, however, as Jack and Kate are seen later living together happily. Jack has taken over the paternal role for Aaron, though this causes him great insecurity, forcing him to think about his own father and how he measures up to his controversial opinion of Christian Shephard's parenting abilities. Though back to work as a competent surgeon, Jack maintains contact with Hurley, who he is called to check upon when Hurley stops taking his medication. Hurley, however has a message for him from Charlie: You're not supposed to raise him. They agree that this is probably intended to mean Aaron, though Jack is initially dismissive. Charlie has more to tell him, though: that he will be visited "soon." ("Something Nice Back Home")

Jack proposed to Kate, and she said yes. Later, while working late in the hospital, Jack saw his father for the second time since leaving the Island, and this time Christian spoke to him. Startled by another doctor, Jack asked for a perscription for stress-relieving medication. Jack went home, found Kate talking on the phone, and was suspicious of who she was talking to, even more so after she gave him a name he doesn't recognize. Soon after, Jack came home early and found their nanny still there, and Kate not yet home. When Kate did come home much later, Jack was drunk and demanded to know where she was. Kate tried to insist that Jack trust her, but he does not, and he looses control when Sawyer's name is mentioned. While yelling cruel things about how it was Jack who "saved her," Kate finally told him to seek help, as she doesn't want him acting like this around her "son." Jack yelled back that she isn't "even related to him," when Aaron appeared in the doorway. Kate went to the boy, and Jack was last seen fleeing. ("Something Nice Back Home")

2007

Sometime after these events, John Locke appeared to Jack under the alias Jeremy Benthem. Locke explained to Jack that horrible things had occured on the Island and that they were Jack's fault. This mysterious conversation, yet unseen, had a stong impact on Jack, driving him into a depression. Afterwards, Jack spent most of his time drinking, examining maps and geography books, and using the golden pass given to him by Oceanic Airlines to fly back and forth across the Pacific Ocean. He hoped one of the planes he got onto would crash, either returning him to the Island or killing him.

On one of these trips, while flying back to L.A., Jack read a newspaper article that deeply upset him and caused him to later call Kate. She did not answer, and Jack, in his distraught state, contemplated suicide by leaping from a bridge near L.A. At that moment, a young woman, distracted by the sight of Jack about to jump, crashed her car on the bridge, and Jack is forced to postpone his suicide attempt and rescue the passengers.

Later, after successfully rescuing the family that crashed, Jack is visited by Sarah (now pregnant and re-married). She tried to make sure that Jack is okay, then left, noting that she had come only because she is still Jack's emergency contact. Jack asked for a ride home, but Sarah explained that it would be "inappropriate" for them to ride in the same car.

An obviously unwell and still distraught Jack asked Dr. Hamill to allow him to perform the surgery on the survivor of the car crash, who had suffered a spinal injury. Dr. Hamill refused, telling Jack he had earned a rest, calling him "a hero twice over."

Sorular:

Pilot Bölümde,
Neden o kadar uzağa düştü?
Neden düştüğü yerdeki bambular kırık değildi?
Sahile gittiğinde sahil boşken nasıl ağacın arkasına döner dönmez uçak enkazı ve kazazede çığlıkları ile dolu hale geldi?

Genelde mülayim, düzgün biriyken Achara'nın karşısında neden kişilik değiştirmiş gibi, sinirlenip ısrarla dövmeyi yapmasını istedi?
Tam olarak ne zaman Tayland'a gitti? Söylediği gibi, tatil amaçlı mı gitmişt? Achara ile tanışması ve ilişkiye girmesi tesadüf müydü, yoksa bir oyunun parçası mı?
Achara'nın "halkım" dediği insanlar kimdi ve neden Jack'in dövmesine bu kadar sinirlendiler?
Dövmesi ne anlama geliyor? "Aramızda yürür ama bizden biri değildir" Othersla olan ilişkisini mi tarif ediyor?
Jack dövmesinin anlamını biliyor mu gerçekten?
Achara dövmelerin sadece Çince olan kısımlarını yapmıştı, diğer dövmeler ne zaman yapıldı? Onlar ne anlama geliyor?
Juliet'e gerçekten de güveniyor mu? Aralarındaki ilişkinin boyutu nedir ki, Juliet ayrılırken ona veda öpücüğü verecek cesareti bulmuştur? Bizim bilmediğimiz, görmediğimiz bir yakınlaşma mı oldu?
Kate'i seviyorsa neden kıza soğuk davranıp, hiç harekete geçmeyip, Sawyer'a kaptırdı?
Baba Christian öldü mü? Adada gördüğü neydi? Babasının tabutu neden boştu?
Jack, Jacob olabilir mi?
Mağarada bulduğu cesetlerin üzerindeki taşları neden yanına aldı?
Hatch'in içine bakarken neden içeriye girmek istemedi?
Jack daha öncede ada bulunmuş olabilir mi?

Flashforward

Adadan nasıl çıktılar ve sonrasında ne oldu?
Gittiği cenaze kime aitti?
Neden intihar edecek kadar büyük bir umutsuzluğa düştü?
Alkol ve ilaç bağımlılığı sorunu ne zaman ve neden başladı?
Babası yaşıyor mu?
Neden (adaya) geri dönmeleri gerektiğini düşünüyor?
Köprüden atlamak üzereyken af dilediği kişi kimdi?
"Yalan söylemekten bıktım" diyor Kate'e. Ne yalanı?
Kate ile araları neden bozuldu? Kate neden artık onunla görüşmek istemiyor?

Ek Bilgiler

- Jack'in dövmeleri hakkında verdiği röportajı buradan dinleyebilirsiniz. ( spoiler içerebilir.)
- Jack'in bir dövmesi daha vardır kolunun iç kısmında, bu dövme "Stranger in a Strange Land" görünüyor.
- En beğenilen sözü yaşamı sürdürmeleri üzerine söylediği "Live Together Die Alone" artık herkesin adadaki yaşam felsefesi oluyor, bir kişi dışında. Sawyer.
- Ekonomik açıdan bakılırsa Jack, Lostie halkının içerisindeki en sosyalist görüşlü karakterdir. Sawyer ise tam tersidir, yani kapitalist görüşler yapar.
- Facto Lider olmak Jack'i, kazazedeleri korumak için en uç noktalarda kararlar verip uygulamasına neden olabiliyor. Örneğin Sawyer'a Astım ilacını aldığı sanılarak yapılan işkence, Ethen Rom'a tuzak kurmak, Ben'i tutsak edip Walt ile takas etmek istemek, Walt'ı geri almak için çıkılan risk dolu yolculuk ve Kate Sawyer ikilisinin kurtulması için ameliyat masasındaki Ben'i rehine almak, Ben ile Jin/Bernard/Sayid'in hayatı pazarlığı.
- Phuket, Thailand'da poker oynamayı öğrenmiş, ve türlü numaralarını biliyor. El altı dağıtma, hilebazı anında fark etmek gibi..
- Uçuş dersleri almış.
- Dizide en çok flashback'ini izlediğimiz karakter.
- Liderlik vasıflarına sahip bir karakteri var. Ancak babası bu konuda onu sürekli uyarmıştır.
- Omzundaki dövmede, çince "He walks amongst us but he is not one of us," yazıyor, bunuda Achara'ya zorla yazdırdığını gördük. Bu ona Lider olduğunu ancak bunun kendisini hep yalnız ve sinirli yaptığını belirtiyor.
- Kolunun omuza doğru olan kısmında 5 sayısını görmekteyiz. Bunu, Kate'e sahilde, ilk bölümlerde anlattığı "Korkuyu içine al ama sonra 5'e kadar sayıp bundan kurtul" ile bağlayabiliriz.
- Bulmacayı tükemmez kalem ile çözüyor. Bu kendine / kararlarına duyduğu güveni ve kararlılığını sembolize ediyor.
- Jack karakteri 1.sezon ilk bölümlerde "Pilot" öldürülecekti. Ancak ABC yapımcıları izleyicinin büyük tepkisi ile sonuçlanacağından u fikirden vazgeçilmiş. Buna görede Jack yerine öldürülen Pilot olur. İzleyicilerin Jack karakterine duyduğu sevgi kendisini hayata döndürür.Matthew Fox'un bu konu hakkındaki görüşlerini buradan dinleyebilirsiniz.
- Jack'in ölüm kararını değiştirmekle çok doğru yaptıklarını belirtiyor Senaristlerde. Resmi bir açıklama şöyle:
Damon Lindelof, ABC Başkanı Stephen McPherson'nın Jack karakterinin ölümünü veto etmesi, Jack'in hayatta kalması hem Jack için hemde dizinin kaderi için çok önemli olduğunu vurguluyor. " Kesinlikle doğru bir karardı. Eğer Jack'i öldürseydik bu şov 13 bölümü geçmeyebilirdi."
- Michael Keaton, Jack karakterini canlandıracakmış.
- "Pilot, Part 1", senaryosuna göre ağaçta ölü olarak bulunan beden aslında Jack'in olacakmış
- Her sezonun ilk bölümü Jack flashback ile açılır.
- Kazazedelerden Claire Littleton ile kardeştir, ancak henüz bunun ikiside farkında değildir.
- Jack, Jacob'un listesinde degildi.

ADADAKİLERLE OLAN BAĞLANTISI

Claire Littleton: "Par Avion" Claire'in tanımadığı babası ile buluşması ardından Jack ile yarı kardeş olduğunu öğrendik. Ancak ne Jack nede Claire bunun henüz farkında değil.
Shannon Rutherford: "Man of Science, Man of Faith" Shannon'un babası Adam Rutherfor ve Sarah (Jack'in eski karısı) korkunç bir kaza sonrası ameliyathaneye gelirler. Jack, Sarah'yı kurtarır ancak Adam ölür.
Ana-Lucia Cortez: "Exodus 1" Uçağa binmeden önce havaalanındaki Barda karşılaşırlar Jack ile. Ve bu Ana Lucia'nin bir Shephard'la ilk içkisi değildir. Önceden Christian Shephard ile tanıştığınıda öğreniriz.
Desmond Hume: "Man of Science, Man of Faith" Bir stadyumun merdivenlerinde koşarken karşılaşırlar.
Jin-Soo Kwon: "White Rabbit" Uçağa bindikleri gün bilet masasında Jin, Jack'in uçuş görevlisi bayanla olan tartışmasını arkalardan duyar.


Alıntılar

Korku 1 2 3 4 5 Kate ile dikiş sahnesi (1x01)
Kate- Hiç korkmuş görünmüyorsun. Bunu anlamıyorum.
Jack - Korku tuhaf bir şey. İhtisasımı yaparken, ilk cerrahi operasyonumu 16 yaşındaki bir çocuğun, belkemiği üzerinde yapmıştım. Bir kız. Ve sonunda, 13 saatten sonra, üzerini örtüyordum, ve ben kazara, omuriliği saran zarı yırttım. Tüm sinirlerin bir araya toplandığı, omurilik merkezini parçaladım. Zar hücre kadar ince ve... Yırtılıp açıldı. Sinirler dışarı çıktı.Tıpkı çubuk makarna gibi. Omurilik sıvısı dışarı akıyordu ve ben... Korku çok çılgıncaydı. Çok gerçek...ve üstesinden gelmem gerektiğini biliyordum. Böylece bir seçim yaptım. Korkunun içime girmesine izin verdim. Kontrolü ele geçirmesine. Ama sadece beş saniyeliğine. Daha fazlasına izin vermedim. Sonra saymaya başladım. Bir, iki...üç, dört, beş. Ve gitmişti. İşime geri döndüm, dikişi yaptım ve o iyileşti.

Speaking to Kate Austen / Kate ile konuşurken (1x03)
"Three days ago we all died. We should all be able to start over."
" Üç gün önce hepimiz öldük. Tekrar baştan başlayabilmemiz gerek."

Speaking to Sayid Jarrah / Sayid'e (1x04)
"Any bodies we bury are not going to stay buried for very long."
"Gömeceğimiz her beden, uzun süre gömülü kalmayacak"

To Locke, On Not Hitting Sawyer When Throwing the Knife / Locke'a Sawyer'a bıçak fırlatması üzerine (1x04)
"You either have very good aim or very bad aim, Mr..."
" Ya gerçekten çok iyi nişan alıyorsun yada çok kötü , Bay... "

Locke'a (1x04)
"Call me paranoid, but anyone who packs a suitcase full of knives..."
"İstersen bana Paranoyak de ama kim bir çanta dolusu bıçak alır yanına..."

Sun'a cevap verir (1x20)
"Don't tell me what I can't do!"
"Bana neyi yapamayacağımı söyleme!"

Kate'e Lock sorunu üzerine (1x25)
"Everybody wants me to be a leader until I make a decision that they don't like. You want to keep second guessing me, Kate? That's your call. There's something that you need to know. If we survive this, if we survive tonight we're going to have a Locke problem and I have to know that you've got my back."
Jack - Herkes lider olmam? ister, hoşlanmadıkları bir karara kadar. Sonradan yargılamaya devam etmek mi istiyorsun? Sen bilirsin. Ama bilmen gereken bir şey var. Eğer bundan kurtulursak, bu geceyi atlatırsak....bir Locke sorunumuz olacak. Bu yüzden arkamda olduğunu bilmem gerekiyor."
Kate - Arkandayım.

Locke ile Black Smoke sonrası yaşanan Tartışma (1x25)
Locke - Bana zarar vermeyecekti.
Jack - Seni öldürecekti.
Locke - Bundan pek emin değilim.
Jack - Dinle, senden......senden kafanın içinden geçenleri açıklamanı istiyorum. Neden sana zarar vermeyeceğini düşündüğünü bilmek...
Locke -Test edildiğime inanıyorum.
Jack -Test edilmek mi?
Locke - Evet. Test edilmek. Bu yüzden bazı konularda anla?amıyoruz, Jack. Çünkü sen bilimsel bir adamsın.
Jack - Evet. Peki ya sen ne oluyorsun?
Locke - Ben mi? Ben ise bir inanç adamıyım.Tüm bunların bir kaza olduğunu mu düşünüyorsun? Birbirini tanımayan insanlar olarak bizim hayatta kalmamız. Birçoğumuzun sadece yüzeysel yaralarla atlatması. Buraya tesadüfen mi düştüğümüzü sanıyorsun? Özellikle de buraya. Buraya bir amaç için getirildik. Bir neden için. Hepimiz. Her birimiz buraya bir neden için getirildik.
Jack - Getirilmek mi? Peki bizi buraya kim getirdi John?
Locke - Ada. Bizi buraya ada getirdi. Burası sıradan bir yer değil. Bunu gördüm gördüğünü biliyorum. Ada seni de seçti Jack. Bu kader.

Locke Kader Üzerine Jack'e (1x25)
Locke -Hayatta kalmak tamamen görecedir Jack.
Jack -Ben kadere inanmam.
Locke -Evet, inanıyorsun. Sadece bilmiyorsun, henüz.

To Kate, On Her Going to Hunt Boar / Kate'e, Yaban Domuzu Avına Çıkmak üzereyken
"Tell me, how come anytime there's a hike into the heart of darkness, you sign up?"
" Söylermisin, nasıl oluyorda ne zaman Karanlıkların Kalbine gezinti çıksa hemen adını yazdırıyorsun? "

Faith / Kader
Locke: Why do u find it so hard to believe?
Jack: Why do u find it so easy?
Lock: Senin için inanmak neden bu kadar zor?
Jack: Senin için neden bu kadar kolay?

On Helping Sawyer with his Headaches / Sawyer'ın "Baş Ağrısına Yardım Etmek" üzerine
"All I'm going to get for my trouble is a snappy one-liner. And if I'm real lucky, a brand new nickname."
"Tüm uğraşıma alacağım karşılık tek satırlık espri ve gerçekten şanslıysam da şık,canlı bir lakap olacak.

To Kate, On Her Going to Hunt Boar / Kate'e, Yaban Domuzu Avına Çıkmak üzereyken
"Tell me, how come anytime there's a hike into the heart of darkness, you sign up?"
" Söyler misin, nasıl oluyor da ne zaman Karanlıkların Kalbine gezinti çıksa hemen adını yazdırıyorsun? "

Ben Linus ile Ameliyat üzerine(3x06)
"Well Ben, at least you won't have to be disappointed for very long."

Isabel ile kafesten Dövme konuşması(3x09)
"That's what they say. That's not what they mean. "
"Öyle söylüyor. Ama o anlama gelmiyor."

Juliet'le sahilde (3x16)
"You were there. You were standing right next to me when that submarine exploded. In that moment I saw it in your eyes. You want to get off this island more than anything else in the world. Makes you one of us."
"Sen oradaydın.Denizaltı patladığı zaman|tam yanımda duruyordun. O an, gözlerinde gördüm. Bu adadan ayrılmayı herkesten daha çok istiyorsun. Bu da seni bizden biri yapıyor.

Kate'e İtiraf (3x23)
Jack : Bunu kastetmedi, biliyorsun.
Kate : Ne?
Jack : Sawyer. Senin onunla gitmeni istemediğini söylediğinde... Bunu kastetmedi.
Kate : Kastetmediyse niye öyle söyledi?
Jack : Seni korumaya çalışıyordu. Ben de bu yüzden benim için geri gelmemeni istemiştim senden.
Kate : Neden Sawyer?ın tarafını tutuyorsun?O asla senin için bunu yapmazdı.
Jack : Çünkü seni seviyorum.


Kate'e Geri Dönmeliyiz Dediği Sahne (3x23)
Jack : Çok uçuyorum.
Kate : Ne?
Jack : Bize verdikleri şu ücretsiz uçuş hakkı. Onu kullanıyorum. Her Cuma akşamı, L.A'dan Tokyo'ya uçuyorum, ya da Singapur'a veya Sydney'ye. Ve sonra ben uçaktan iniyorum, ve bir şeyler içip sonra eve geri uçuyorum.
Kate : Neden?
Jack : Çünkü çakılmasını istiyorum. Uçaktaki başka hiç kimseyi umursamıyorum. İçine girdiğimiz her sarsıntı veya türbulans, yani, sanki, gözlerimi kapatıyorum ve dua ediyorum geri dönebileyim diye...
Kate : Bu değişmeyecek.
Jack : Hayır, bıktım...yalan söylemekten. Bir hata yaptık.
Kate : Gitmeliyim. Merak etmeye başlayacak neden...
Jack : Biz...oradan ayrılmak zorunda değildik.
Kate : Evet, zorundaydık.Hoşçakal, Jack.
Jack : Geri dönmeliyiz, Kate. Geri dönmeliyiz!